Hz. Ali, dünyaya gelmiş en önemli şahsiyettir. Burada bir parantez açarak Hz. Ali’nin peygamberlerle karıştırılmamasının gerekliliğini belirtmek isteriz. Hz. Ali’nin önemini vurgularken peygamber düzeyine çıkartmıyoruz. Hz. Ali bir peygamber değildir. Hz. Ali bir önder insandır. Buna önderlerin önderi diyebiliriz. Hz. Ali’yi tanımlarken onu abbarttığımız düşünülebilinir. Böylesi bir düşünce yanlıştır. Belki de Hz. Ali’yi tam anlamıyla tanımlayamıyoruz.
Hz. Ali neden bu kadar önemlidir? Hz. Ali’nin şahsında sembolleşen değerler toplamı sadece Ali taraftarı toplumlar için değil, bütün insanlık için kazanımdır. Bu değerleri insanlık kavradığı zaman bir çok sorunun çözüme kavuşacağı inancındayız. Hz. Ali’yi sadece tarihsel bir siyasi kişilik olarak görenler ve bu siyasal-askeri kişiliğin şahsında ona yüklenen misyonun yanılgı olduğunu iddia edenler ya gerçeklerden bîhaber kişilerdir ya da art niyetli kişilerdir. Elbette Hz. Ali’nin siyasi, askeri yönü de vardır. Ama Hz. Ali salt siyasetle, askeriyle uğraşmamıştır. Hz. Ali, insan yaşamının bütün yönleriyle ilgilenmiş, sadece kendi zamanın ile değil, insanlık yaşadığı müddetçe geçerli olacak tespitler, çözümler geliştirmiştir. Hz. Ali komple bir kişiliktir. Hz. Ali’nin komple bir insan olmasında etkili olan olayları tarihsel bir zorunluluk olarak görün ya da ilâhi kudretin damgası olarak. Her açıdan da sonuç ortadadır.
Hz. Ali bir filozoftur. Düşünce biçimi, olayları tahlil metodu, sonuçlara varması ve sonuçları anlaşılır bir üslûpla anlatması...
Hz. Ali bir edebiyatçıdır. Arap toplumunda Kuran’dan sonra edebi değeri olan ikinci kitap Hz. Ali’ye ait olan Nehc’ül Belaga’dır. Nehc’ül Belaga’daki üslûp, günümüzde dahi çekiciliğini ve etkiliyiciliğini muhafaza etmektedir.
Hz. Ali mükemmel bir eş, ideal bir babadır. O Fatma’nın eşidir. Hasan, Hüseyin ve Zeynep’in babasıdır. Bütün bu kişilikler insanlığın kaderinde etki sahibi değiller mi? Daha ne denilebilir ki.
Hz. Ali büyük bir komutandır. Hz. Ali’nin askerlik dehası tartışılmazdır. “La fetta illa Ali, la seyfe illa Zülfikâr” (Ali’nin üstüne yiğit, Zülfikâr’ın üstüne kılıç yoktur) sözü öyle gelişi güzel söylenmiş bir söz değildir.
Hz. Ali dürüst bir siyasetçidir. Bazı kimseler Hz. Ali’nin çok kötü bir siyasetçi olduğunu söylerler. Buna kanıt olarak da, muaviye lânetlisinin hakem olayını gösterirler. Bu kimselerin siyasetten anladığı sahtekârlık, düzenbazlık, haysiyetsizlik, yalakalık, riyakârlıktır. Hz. Ali bunun yanında sadece siyasette değil, yaşamın her alanında dürüstlüğü, hakkaniyeti, doğruluğu, haysiyeti, edep-erkânı savunmuştur. Siyaseti kirlilikten kurtarmak istemiştir. Aslında Hz. Ali’nin duruşu, günümüzde bile en ideal olanıdır. Yani namuslu siyasettir Hz. Ali’nin yaptığı. Bazı çağdaş muaviyeler, siyaseti bir rant kapısı olarak görmekte ve bu yolla insanları sömürmekteler. Hz. Ali’nin siyaset anlayışı eninde sonunda galip gelecektir. Neden? Çünkü, yönetilenler kendilerini yönetme iddiasında olanların dürüstlüğüne bakacaklar. Bazı siyaset cambazları kendilerini muaviye taktikleri ile bir süre gizleyebilirler. Fakat bunların uzun ömürlü olamayacaklarını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
Hz. Ali bir insan hakları savunucusudur. İlgilenenler George Jerdak adlı yazarın yazdığı altı (6) ciltlik “Hz. Ali ve insan hakları” adlı kitaba başvurabilirler.
Hz. Ali eşitlikçidir. Hz. Ali, kendisi halife olduğu dönemde en sıradan insan ne maaş alıyorsa kendisi de aynı maaşı alıyordu. Ne eksik ne de fazla. Bu yüzden Hz. Ali’yi kardeşi dahi terk etmiştir. Nasıl olurda devletin başı, bütün hazinenin tek sorumlusu, eski bir köle ile aynı maaşı alır? Bundan da bir eşitlik olur mu?
Hz. Ali’nin önemini, olaylara bakışını özetlemek dahi oldukça zor. Bizlerin yaptığı özetin özetinin özetidir. Hz. Ali’yi anlamak için biraz sabır göstermek lâzım. Yazar George Jerdak, Hz. Ali’nin insan hakları boyutunu yazmak (anlatmak) için altı (6) cilt yazmıştır. Yine de eksik tarafları olduğunu söylemekte. Hz. Ali, dünya üzerinde en çok yazı yazılan şahsiyetlerin en başında yer almakta.
Hz. Ali’yi tanımak gerekir. Tanıyıp sevmek gerekir. Neden gerekir? Eğer Hz. Ali gerçek anlamıyla, tam manasıyla kavranırsa, bunun sonuçları yaşamın her alanında başarı ve mutluluk demektir. Bizler bunun doğruluğundan şüphe duymuyoruz. İnanıyoruz ki; insanlık Hz. Ali’yi bir gün bütün boyutlarıyla tanıyacak ve bundan, bu değerler bütününden çok önemli sonuçlar alacaktır. Hz. Ali, insanlığın makro düzeyde yaşadığı ne varsa; savaş, ihanet, çelişki, yoksulluk, anlaşılmamak, dışlanmak, zulüm... kısacası olumlu olumsuz ne varsa hepsini mikro düzeyde yaşamıştır. Yaşadığı için de önemli sonuçlara ulaşmıştır. Fakat ne acıdır ki, anlaşılmamıştır. Onu en çokta Ali taraftarı olduğu iddiasında olanlar yaralamıştır. Çünkü Hz. Ali’yi anlamamışlardır. Eğer az da olsa Hz. Ali’ye anlam verebilirsek, bundan emin olun ki, her anlamda kazançlı çıkılır. Anlayamıyorsak dahi samimice anlamaya çalışalım. Artık ne kadar anlayabilirsek.
Tekrar belirtelim ki; Hz. Ali’nin şahsında somutlaşan değerler bütün insanlık içindir. Salt bir grubun, cemaatin, toplumun değil. Önemli olan hangi toplum, cemaat, grup olursa olsun buna gereken anlamı verebilmektir.
Aşağıda Hz. Ali’nin bazı deyimlerini alıyoruz. Dileriz başlangıç manasında yararlı olur. Bilinir ki; büyük yangınlar çok küçük kıvılcımlardan başlar.
Övünç duyacağı bir soyu varsa cahil insanın, bilsin ki; çamurdan ve sudandır özü soyunun.
Dünyada Ehlibeyt’in deger kriteri güzelliktir. Bilim, dogruluk ve sevgidir soyu insanoglunun.
Dayanylmaz bir kötülük gelirse e?er ba?yna, suskun kayalar gibi dur ve diren.
Bilmelisin ki; rahat günler de geçer, zor günler de. Öyleyse ne diye dünya maly için a?lyyorsun.
En bilge insan; eksi?ini, kusurunu, yanly?yny bilen ki?idir. Sözünü tutan, bencilli?i yykan, dar hesaplary a?an ki?idir. Kötülüklere, kötüye yüz vermeyen, dostlukla, iyiliklerle güzelle?en, dünya yykylsada öz de?erlerine ba?ly olan ki?idir.
Çaba harcamadan yarasynyn iyile?mesi için dünyadan çare bekleyen ki?i, yarasynyn iyile?mesini beklerken, yara üstüne yara açar.
Yokluk ve yoksulluk genç insanyn ayyplanmasyna ve onunla alay edilmesine yol açar. Do?ruyu söylesede söyledikleri önemsenmez, hatta kötü söz etmi? gibi davranylyr.
Aydyn ve bilgili genç insana kendi zamany ihanet etse de, izzet ve saygynly?y ona ihanet etmez.
|