Tasavvufa göre, Allah'ın veli kullarına, ermişlere verdiği olağanüstü güç. Bu anlayışa göre peygamberler mucize, veliler keramet, salih kullar istidrac gösterir. İslam'da, nakli olarak, sadece peygamberlerin mucize gösterebildikleri geçer ve peygamberlerin aslında doğaüstü bir olayı kendi iradelerince gerçekleştiremeyecekleri bunun zaman zaman ibret zaman zamansa farklı amaçlarla Allah tarafından onlar üzerine bahşedildiğine inanılır.
Kerametler, sufiler tarafından ikiye ayrılmıştır: Keramet-i Kevni, Keramet-i Hakiki. Keramet-i Kevni'ye aşağıda yer alan listedekiler gösterilebilir. Keramet-i Hakiki ise ilim, ahlâk, mârifet ile ilgili olağanüstü durumlardır..
Tasavvufta çoğunluğun görüşüne göre maddi keramet kısa zamanda uzaklara gidip gelmek, su üzerinde yürümek, açlık çekmemek gibi hallerdir. Manevi keramet kulların durumunu değiştirebilmektir. Veliler açıkça keramet göstermez.
Veli olmadığı halde bir eylemi kerametmiş gibi göstermek üzerine kerameti kendinden menkul deyimi türemiştir.
Kerametlerden ve inanışlardan bir kısmını Pertev Naili Boratav bir listede toplamıştır:
-Kişi veya topluluğu tehlikeli bir durumdan kurtarma.
-Masumları kurtarma.
-Hayvanlarla konuşma.
-Cansız varlıkları buyruğuna alabilme.
-Başka bir varlığa dönüşme.
-Maddeleri dönüştürebilme.
-Birkaç yerde birden bulunabilme.
-Uzaktaki olayları görebilme.
-Öte dünyadan görüntü verebilme.
-Ölülerle haberleşme.
-Peygamberlerle buluşma.
-Ölümden sonra vücudunu koruyabilme.
-Kendi ölümünü bilebilme