Ah dost!
Aliye yüz tutanlarız biz
Ali ile yola düşenleriz biz
Ha dost, haşa
Ok, hançer yarasından korkmayız biz
Ayağımızın bağlanmasından, başımızın gitmesinden,
Korkmayız biz.
Ah dost!
Ateş gibi gidenleriz,
Cihan’a nur saçanlarız.
Cehennemi içenleriz biz
Halkın dedikodusuna metelik vermeyiz biz
Ali’yi giyindik, Ali ile yola düştük
Cihan durdukça Ali ile Ali kalacağız biz
Ali’nin demine Hüüü.
Hasan Dede
Nevruz Farsça bir kelime olup, manası yeni gün anlamındadır.
Bugün Ehlibeyti sevenlerin bayramıdır.
Bugün Hz. İmam Ali’nin doğum günüdür.
Velayet nurunun dünyaya teşrif ettiği gündür.
Karanlıkları ilmin ışığıyla aydınlatanın dünyaya zuhur ettiği gündür. Hz. İmam Ali’nin Babası Haşimi soyundan Ebu Talip, annesi Eset Kızı Fatıma’dır. Hz. Muhammed’in amcası’nın oğludur. Hz. Ali’nin annesi Hz. Fatıma, Beytullah’ı (Kabe) tavaf ederken, doğum sancıları başlamış. Tavafını tamamladıktan sonra Kabe’nin içine girer, 21 Mart 598’de yani fil yılının Recep ayında, Hz. Ali’yi dünyaya getirir. Kabe’de dünyaya gelen tek insan Hz. Ali’dir. Hz.Muhammed, doğan çocuğa Ali adını vermiş. Bugünü kutlu gün olarak ilan etmiştir.
Bugün dergahlarımızda insanlara süt ikram edilir, çiçek verilir. Süt gibi ak, çiçek gibi güzel olun manasını içerir. Çünkü Ehlibeytin yolu su gibi duru, süt gibi pak, çiçek gibi güzeldir. Onların yolunda yürüyenler, insanı insan eden değerlerle donanırlar. Yaşamın güzelliklerini yaşar ve o güzel yaşamı bütün yönleriyle sunar, paylaşırlar.
Bugün bayramların sultanıdır, dargınların barıştığı, gönüllerin hoşnut edildiği, canların arındığı gündür. Bugünde biz Aleviler cemler yaparak, Allah’ın insanlığa sunduğu bu büyük Veli’yi (Hz. Ali’yi) gönderdiği için Allah’a hamd ederek, şükranımızın sunulduğu gündür.
Hz. İmam Ali bir okyanus misali… Defalarca okunur-okunur da, her defasında apayrı güzellikler keşfedilir. Düne bugüne ve belki de yarınımıza ışık tutabilen bu değeri özümsemek bundan en iyi şekilde yararlanmak en yüce kıymetler olsa gerek.
İnsanlar vardır; doğarlar, yaşarlar, ölürler. Yaşayış sayfasında bir izler bile kalmaz, zaman alanında bir sözleri bile söylenmez, sanki doğmamışlardır, sanki yaşamamışlardır. Bir yıldız aksa göz alır, bir kuş uçsa kanadının sesi duyulur, halbuki bunlardan ne ses kalır, ne de bir nefes. Dünyaya gelmeselerdi hiçbir şey eksilmezdi, gelmişlerdir, yeryüzünde hiçbir fazlalık olmamıştır.
Halbuki insanlar vardır, ömürlerini sürüp giderler, bitirirler; fakat zaman onlar için akar, düşünce onların hayatını örer, inanç onlara bağlanır, düşmanlık onlara saldırır. Bunların adları toplumu sürükler, hatıraları devletler kurar. Bunlar için zulme göğüs gerilir. İşte, ilmin şehri velayet ve imametin başı keremler sahibi fütüvet (sır saklayan) Ehl-i Hz. İmam Ali böyle bir değerdir. (Dilde ve Gönülde Hz. Ali, Dr. Ömer Uluçay)
Bugün Hz. Adem Peygamberin yaratıldığı gündür, cennetten kovulan Adem ile Havva’nın Arafat’ta birbirine kavuştuğu gündür.
Bugün Hz. Muhammed’e (570-632) nübüvvet (610) peygamberliğin verildiği gündür. Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın evlendiği gündür.
Hz. Muhammed’in Gadirhum’da okuduğu hutbeye, Hz. Ali’yi vasi tayin ettiği ve kendisinden sonra Müslümanların önderi (İmam-ı) ilan ettiği gündür.
Hz. Ali, “Rehber” ve Resulullah’ın vasisi olarak seçtiği gündür.
Hz. Muhammed “Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır, ilim isteyen onun kapısına gelsin” dediği gündür.
Bugün Hz. Ali’nin halife olduğu gündür.
Bugün Hacı Bektaşi Veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günüdür. Rum velilerinin hünkarı karşıladıkları gündür.
Bugün Gaip Erenlerinin “kırkların” toplandığı gün olarak inanılır.
Nuh’un tufandan kurtulduğu gündür.
Hz. Ali’nin çocuklarına söylediği şu sözler çok önemlidir; “Oğulcuğum! Benden dört şey belle, işlediğin zaman sana zarar vermeyecek dört şeyi aklında tut. Zenginliğin en üstünü akıldır. Yoksulluğun en büyüğü ahmaklık, korkulacak şeylerin en korkuncu kendini beğenmektedir, soyun sopun en yücesi güzel huy.
Oğulcuğum! Ahmakla eş, dost olmaktan sakın, sana fayda vermek isterken zararı dokunur. Nekesle eş, dost olmaktan sakın, ona en fazla muhtaç olduğun zaman yardımına koşmaz, oturur. Kötülük edenle eş, dost olmaktan sakın, o pek az bir şeye seni satar gider. Yalancıyla eş, dost olmaktan sakın, çünkü o seraba benzer, uzağı yakın gösterir sana, yakını uzaklaştırır.” (Hz. Ali Nehc’ül Belaga, s.)
Nevruz adlı yetim ve öksüz bir çocuğun kutlama yaptığı bugün, kırmızıya boyadığı bir yumurtayı, Hz. Ali’ye vermesi, Hz. Ali yetim ve öksüz çocuğun bu davranışından dolayı, yoksul çocukları korumak amacıyla, bugün onun anısına “Nevruz Bayramı” olarak ilan ettiği gündür. (Sultan Nevruz; İsmail Onarlı)
Nevruz Bayramı Sümerlerden bu yana Ortadoğu halkları ile Orta Asya’dan, Balkanlara değin günümüze kadar kutlanan bir bayramdır. Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde Nevruz bayramı iki gün devlet törenleriyle kutlanmaktadır. Yeni gün anlamına gelen Nevruz, bugün güneşin Koç Burcuna girdiği, vakit olup gece ile gündüzün eşitlendiği gündür.
Bugün toprağın uyandığı, tabiatın canlandığı, baharın geliş günüdür.
Rumi takviminde Mart’ın 9’una, Miladi takvimde ise Mart’ın 21’ine gelmektedir. Nevruz geleneği halkın bir eğlenme günü kutlama günü olmuştur.
Eski Türk Devletleri düzeninde ayrıca önemli bir gündür. 21 Mart Orta Asya Türkleri ve bu coğrafya da bulunan bir çok devletin de yılbaşısıdır.
Türk devletlerinde 21 Mart Nevruz, iki günlük resmi bayram olarak kutlanmaktadır.
Büyük Selçuklu Devleti zamanında İslamiyet’in kabulünden sonra kullanılan Hicri takvim yeterli görülmemiş, eski Türk takvimine benzer. Sultan Melik Şah zamanında “Takvimi Celali” ismiyle yılbaşı günü 21 Mart kabul edilerek mali işlerde kullanılmıştır. Akkoyunlu Devletinde uzun Hasan tarafından düzenlenen Hasan Padişah kanunlarında, 21 Mart takvimin başlangıcı kabul edilerek, vergi toplama dönemi olmuştur.
Kaşgarlı Mahmut ise “Divan-ı Lügat-i Türk” eserinde Nevruzu, yılbaşı başlangıcı olarak kabul etmiş ve bugüne bayram adını vermiştir.
Eski İran’da da 21 Mart yılbaşı bayramı olarak kutlanmıştır.
Ehlibeytin aşkına duaların yapıldığı gündür.
Sözlerime bir yakarış ile son vermek istiyorum.
“Bismişah Allah Allah!
Sultan Nevruz Bayramınız kutlu olsun. Yeni yılımız hayırlı ve uğurlu olsun. Şah-ı Velayet Hz. İmam Aliyyel Murtaza’nın doğumu alemlere mübarek olsun.
Ey ilahi! Hatalarımızı bağışla, yanlışlarımızı iyiliğe tebdil eyle. Hayırlı isteklerimizi kabul eyle. Her türlü kazaları, belaları dermansız dertleri başımızdan uzak eyle. Bizleri alemlerin rahmeti Muhammed Mustafa’nın ve Ehlibeytin şefaatlerine nail eyle. Gönüllerimizdeki aşkımızı, şevkimizi daim eyle. Can gözümüzü açık eyle. Tüm insanlığa yardım eyle. Yurdumuzu, ulusumuzu, birliğimizi, dirliğimizi daim eyle. Keremler Şah-ı İmam Aliyyel Murtaza’nın kutlu yolundan gitmemizi nasip eyle. Gerçeğe Hü...”